Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin kapatılması için kampanya başlatıldı

    18 Nisan 2023

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    29 Haziran 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • İleri Okumalar
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Yazılar»Seçtiklerimiz»Koronavirüs de dahil tüm ‘zoonotik’ hastalıkların sorumluluğu insana ait

    Koronavirüs de dahil tüm ‘zoonotik’ hastalıkların sorumluluğu insana ait

    Editor26 Nisan 2020Updated:18 Nisan 2023
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Yarasadan mı yoksa pangolinden mi? Bu sorunun cevabını arayan uzmanlar, incelemelerine devam etse de birşey kesin ki koronavirüs insana hayvandan geçti.

    Bu geçişin olabilmesini sağlayan ortam da insanların hayvanlarla ilgili aktiviteleri ile oluştu. Uzmanlar da eğer bu aktiviteler son bulmazsa veya köklü şekilde değişmezse insanlığın daha nice pandemi krizleri geçireceğini söylüyor.

    Hayvanlardan insalara geçen hastalıklara Yunanca ‘hayvan’ ve ‘hastalık’ kelimelerinin birleşiminden türetilmiş olan ‘Zoonoses’ veya ‘Zoonotik’ deniyor.

    Bu tür hastalıkların yeni olan bir tarafı yok. Tüberkiloz, kuduzi toksoplazmos, sıtma, tenyazis, ruam, domuz gribi, kuş gribi, deli dana ve daha pek çok hastalık gerek çiftlik gerek vahşi hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Bu bulaşma bazen yediğimiz sırada bazen yemek üzere beslediğimiz veya öldürdüğümüz sırada olabiliyor.

    Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) raporlarına göre insanlardaki enfeksiyon hastalıklarının yüzde 60’ı hayvanlarla kurduğumuz mevcut ilişkiden kaynaklanıyor. Bu oran son dönemlerde Ebola, AIDS, Zİka ve SARS gibi virüslerle yüzde 75’e kadar yükseldi. Liste uzayıp gidiyor.

    UNEP’in 2016 raporunda “Zoonotik hastalıkların artışında “Çevresel krizler, ekolojideki olumsuz değişiklikler, hayvancılık, tarımda kullanılan zırai ilaçlar ve insan yerleşkelerinin vahşi ve doğal kalması gereken alanlara uzanması”na atıf yapılıyor.

    Ormansızlaştırma en ciddi sorun

    Fransız Kamu Araştırma Enstitüsü’nde görevli Gwenael Vourc’h da küresel ısınma ve salgın hastalıklar gibi yaşanan büyük krizlerde en büyük rolün türler arası etkileşimlerdeki beşeri faliyetler olduğuna işaret ederek şunları söylüyor:

    “Nüfus artışımıza baktığımızda gezegenin kaynaklarını çok daha yüksek hızda ve oranda harcamaya başladık ve bunu yaparken ekosistem ile aramızda doğa tarafından yazılmış çok sayıda sözleşmeyi ihlal ettik. En endişe verici şeylerin başında tarım ve hayvacılık adına giriştiğimiz ormansızlaştırma geliyor.”

    Çiftlik hayvanları hastalıklar için vahşi doğa ile aramızda köprü

    Domestikleştirilen çiftlik hayvanları çoğu zaman vahşi doğa ile insan arasında patojen ve virüslerin geçişi için köprü rolü oynuyor. Bununla birlikte çiftlik hayvanları üzerinde kullanılan antibiyotiklere karşı hayatta kalıp güçlenen bakteriler insanlığa karşı çok daha ciddi tehlikeler oluşturmaya başlıyor.

    Son 50 yılda insan demografisinde yaşanan değişimin doğa üzerinde tarihte hiç olmadığı kadar tahribat ve değişim yarattığı düşünülüyor.

    Koronavirüs dışında BM’nin Biyoçeşitlilik Paneli Uzmanları (IPBES) zoonotik hastalıkların her yıl 700 bin insanı öldürdüğünü kaydediyor. Üstelik bu kadar ölüme neden oan hastalıkların yarısı vahşi değil domestik hayvanlardan bulaşanlar.

    Küresel trajedi

    Çok sayıda bilimsel rapor insanoğlunun kendi için yarattığı yaşam modelini yeniden gözden geçirmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Doğal ekosistemimizle denge içinde yaşamayı başaramazsak sadece kendi türümüz değil diğer tüm türler için de ciddi bir risk oluşturuyoruz.

    Küresel bir trajedinin önüne geçmek için değişim sürecini başlatmak ve yaşam tarzlarmızla ilgili gerekli adımları atmak artık kaçınılmaz. Enerji üretmek için farklı kaynaklara başvurmak, ulaşım teknolojisinde çevreye zarar vermeyen tercihler yapmak, diğer türlerle olan ilişkimizi ve diyetimizi gözden geçirmek bu değişmlerin başında geliyor.

    Daha fazla yatırım çağrısı

    UNEP 2016 raporunda konuyla ilişkili yatırımların ve bütçelerin de son derece kısıntılı olduğuna değiniliyor ve gerek kamu gerek özel kuruluşların bu yönde yatırımlara ağırlık vermesi çağrısında bulunuluyor.

    ‘Her şeyin kaynağı doğal hayata ve hayvanlara olan saygısızlığımız’

    86 yaşındaki İngiliz Primatolojist Jane Goodall hayatını hayvanları incelemeye ve onların doğal alanlarını korumaya adamış bir bilim insanı. AFP’ye konuşan Goodall Covid-19 salgını ile ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

    “Bunun olacağı öngörülmüştü. Yeniden olacağı da öngörülüyor. Biz eğer gerekli dersleri çıkarmazsak mutlaka yeniden olacak. Yaşanan durum tamamen bizim gezegeni paylaşmamız gereken doğal hayatı ve hayvanları gözardı etmemiz ve onlara saygı duymamamızdan kaynaklanıyor

    Sertaç Aktan / EuroNews

    Zoonatik hastalıklar
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email
    Previous ArticleAlicik HES Covid19 salgınını fırsata çevirdi
    Next Article Akdenizde şiddetli deprem: küçük bir tsunami oluştu

    Related Posts

    Başlangıçta Cinayet Vardı

    13 Temmuz 2020

    Esas saldırgan corona mı insan mı?

    25 Mart 2020

    Kazdağları.. Amazon Ormanları.. Doğa sevicilik ve ekoloji mücadelesi

    15 Ağustos 2019
    Yazılar
    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Dilaver Demirağ

    Yeşil Mide Bulandırdığında (1)

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Deniz Şener

    Filleri de ‘mülteci’ olarak görebilir miyiz?

    9 Mart 2020
    Editor

    Ahlaki Şizofrenimizin Nedeni: Mal Olarak Hayvanlar

    4 Temmuz 2019
    Editor

    NAMLUNUN UCUNDAKİ DÜNYA. YA DA SADELİK HAREKETİNİN SORUNU NE?

    20 Şubat 2019
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020

    Dünya da Her Üç Çocuktan Biri Kurşundan Zehirleniyor

    31 Temmuz 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.560

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.