Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Avrupa’nın Enerji Krizi Sonrası Yeniden Şekillenen Enerji Haritası

    12 Ağustos 2023

    Avrupa Hem Yanıyor Hem Islanıyor

    11 Ağustos 2023

    Hawaii’deki Orman Yangınlarında Ölenlerin Sayısı 53’e Çıktı

    11 Ağustos 2023
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • Teorik Metinler
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Yazılar»Makaleler»Tüketim ekonomisi.. açgözlülük… dilencilik..

    Tüketim ekonomisi.. açgözlülük… dilencilik..

    Editor21 Mayıs 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Hemen hemen hepimiz bir tuzağın içine düştük. Sermaye tarafından ustaca hazırlanan tuzağa kapılıp ihtiyacımız olmayan şeyleri engellenemez bir şekilde ister hale geldik. Öyle ki kazancımızın çok üzerinde fiyata sahip olan şeyleri dahi satın almanın bağımlısı olduk.

    Daha doğup dünyaya gözlerimizi yeni yeni açtığımızda reklamlar ile karşılaşıyoruz. Reklamların uyandırdığı arzuları tatmin edebilmek için üretime dair bildiğimiz sömürülen işgücü, zararlı atıklar ve ekolojik yıkım gibi yan etkilere rağmen hâlâ tüketmeye, ihtiyacımızdan fazlasını tüketmeye devam ediyoruz. Bunu yaparken, benliğimizin özünden uzaklaşmasına da seyirci kalıyoruz. Tüketim ekonomisi denen şey ve şirketlerin egemenliğindeki kapitalist politikalar insanı şehvet ve şiddetle metalara bağlayan ikinci bir insan doğası yarattı.

    Tüketimin büyüsüne öylesine kapıldık ve öylesine bağlandık ki, hayallerimizi süsleyen objeler, kişiliklerimizi sarmaladı. İnsan doğasından duyguları söktü aldı. Yerine piyasanın fiyat etiketi yapıştırdığı bir kabuk bıraktı. Hepimiz adeta birer dilenci olduk. Tek tek tüm indirimleri takip edip, havalı objeleri ucuza alabilmenin peşine düştük. “Acayip istiyorum, bir iPhone 7’im olsun” diye yakaranları (ya da yalvaranları) duyar olduk.

    Aslında sorun tüketmek değil, tatmin olmak adına kendimizi alamadan çılgınca tüketmek.  Tüketmek geçmişten günümüze hem mağara hem de apartman sakinleri için ortak bir uygulamayken; tüketim çılgınlığı, tüketimi tüm insanlığın arzularını, düşüncelerini ve sosyal yapısını şekillendiren bir dine dönüştürür. Tüketim çılgınlığımız bir yandan bizi kendimizden uzaklaştırıp toplumsal hayatı yozlaştırıyor, diğer taraftan gezegendeki kaynakların tükenişini hızlandırıyor. Bu açgözlülüğümüz nedeniyle “gelişmekte” olan ülkenin bir bireyi olarak çoğumuz insanlık dışı çalışma koşullarına itiliyor, Afrika’da gıda fiyatlarının tavan yapmasına ve açlığa neden oluyoruz.

    Ancak belirtmek gerekir ki, sorunun kaynağı insanlığın açgözlülüğü değil, insanlığı açgözlü hale sokan kapitalizmdir. Kapitalizm algılarımız üzerine metalar yağdırıyor adeta. Ülkeler markalara dönüştü, şehirler süpermarketlere, evler vitrinlere, insanlar tüketiciye. Logolar dolarlara dönüştü.  Öyle ki, logolar artık temsil ettikleri firmanın maddi varlıklarının toplamından daha değerli hale geldi. Örnek olarak Apple, üretimini düşük ücretle işçi çalıştıran ülkelerde gerçekleştirerek yatırımının büyük bölümünü markanın tanıtımına yoğunlaştırdı. Apple’ın logosu tüm dünyada, şöhretin, kalitenin ve havalı olmanın sembolü haline geldi.

    Diğer yandan geri bıraktırılmış ülkeler, daha zengin ülkelerden aldığı aynı malın karşılığını ödeyebilmek için 50 yıl öncesine göre ortalama yüzde 35-40 daha fazla çalışmak zorunda. Zenginler her gün daha çok zengin oluyor, fakirler ise onların zenginliği için her gün daha çok çalışıyor, çalıştırılıyor.

    …

    Peki alternatif ne?

    Kapitalizme alternatif olarak gösterilen sosyalizmin kötü uygulaması, doğal olarak duyguları olan hiçbir canlının özenmeyeceği bir alternatif. Şık dükkânların vitrinlerindeki janjanlı ürünlerin büyüsü, böyle bir alternatifi yok saymamıza neden oluyor. Fakat başka alternatifler de var.

    1871 Paris Komünü’nde şehir kısa süreli bir kendi kaderini tayin deneyimi yaşadığında ya da 1968’de öğrenciler ve işçiler tarihi yazanlar haline geldiğinde bu imkânlardı ışıldayan. 2013’te kıvılcımlar Gezi Parkı’nda, Atina’nın, New York’un sokak ve meydanlarında yeniden parladı.

    Sadece en varlıklıların sahip olabildiği zevkler toplumun adaletsizliğinin ortadan kalktığı, insanın insan, hayvan ve doğa üzerinde kurduğu tahakkümünün son bulduğu ve üretim araçlarının kolektif olduğu bir dünya nasıl olurdu?

    D. Şener Yıldırım Tüketim
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email
    Önceki YazıÖldürülen çiftin taş ocağı mücadelesini dernek devralıyor
    Sonraki Yazı HES’ci şirketin ‘SİT kararı kaldırılsın talebi’ kabul edilecek mi?

    Related Posts

    AMAZON’DAN HAMBCAH’A HAMBACH’TAN AKBELENE UZANAN YOL

    28 Temmuz 2023

    Alexander Berkman: Anarşizm Nedir?

    7 Haziran 2023

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    29 Haziran 2022
    Yazılar
    Dilaver Demirağ

    AMAZON’DAN HAMBCAH’A HAMBACH’TAN AKBELENE UZANAN YOL

    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    NAHEL İÇİN ADALET (1)

    5 Temmuz 2023
    Dilaver Demirağ

    Sınırlar = Küresel Apartheid

    21 Haziran 2023
    Editor

    İspanya İç Savaşı’nda Anarşizm ve Ütopya

    8 Haziran 2023
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Sinema dünyasında anarşist bir figür: V FOR VENDETTA

    7 Haziran 2023

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.561

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Go to mobile version