DİDEM BESLEN
Gösteren ve gösterilen ilişkileri açısından düşünülürse öznenin anlatmak istediği ve sınırlarını çizdiği bir konuyu dil ile ifade etmesi epey zordur. En iyi ihtimalle aktarmayı başardığını varsaysak bile. Bunun bildirişimi ve işaret ettiği imgenin aynı olması veya özdeş olması mantık ilkeleri ile uyuşamaz. Pekiyi öyleyse dildeki bu cesaret, bu kendini bilmezlik nereden gelir?
Belki de psikoloji; öznenin savunma mekanizması kuruşu olmasıyla konuyu etraflıca değerlendirecektir. Dil ve psikoloji ekseninde. Bana kalırsa aynen; yorgunum uğraşamam demenin ya da kaygılanma seni dinlemiyorum, istediğini düşün, aktif bir dinleme yapamaaaam demenin en ‘kaba’ hali. Hele sözcük alışverişi hiiiç bekleme demek isteyen benzeri uzak duruş halleri. Dahası karşımızdakine hak verdiğimizi bile bilmemek. Özenli olmamak, aslında hiçbir şekilde konuyu duymamaktır.
Pekiyi aynı fikirde olamaz mıyız? Elbette oluruz. Ama ‘aynen’ değil. Bire bir değil. Aramıza bir karbon kâğıdı konmuş gibi değil. Aynen nedir, öyleyse? Yanımızda biri kazara kullansa üzerimize bulaşacak bir ‘leke söz’ mü? Tuzak mı, yoksa yardımsever bir fikir savar mı? Bana kalırsa aynen ‘yanlış anlama’ ifadesinin zıpır çocuğudur. Küçücük bir sözcük işte kızmayın ona! “Yemin ediyorum, yalvarıyorum beni yanlış anlama demenin bir minyatürü.” Tüm düşündüklerimizi ve hatta henüz biz bile bilmezken düşüneceklerimizi baskılayıp onların iyi olduğuna sizi ikna etmek için ter döken pragmatik, orta malı, aman bana kötü bir şey demesinler diyen ahir zaman otoriter bir sözcük artığı. Üstelik eylemsel düzeyde kalabalığı ve onların uyumsal düşünme denemelerinin öfkesini üstüne çekmek istememek “ Varlığımı sana bırakıyorum” “Yeter ama konuşamam”, ya da “Bir fikir üretemiyorum” “Gerçekte bir korkağım ben bilmiyorsun ki” “Bıkıyorum bak ne haldeyim, sen de işine bak artık” “evde çocuklarım var abi” diyen orta sınıf vazgeçişlik halleri…
Kullanmayalım öyleyse diyelim ama bu da mümkün değil artık. Bana aynen katılsanız bile. Dilin baskısı öylesine yüksek ki. Peşinize takılması ve bir süre size asılması işten bile değil. En iyisi bu sözcüğü dolaşıma sokmayalım gitsin geldiği yere, yüz vermeyelim diyorum. Ama ya kazara bir kez duyarsak. Aynen aynen !!!