“Öyle bir zamandayız ki, bağırmazsak sesimiz kısılacak, kanamazsak kanımız kuruyacak, ayağa kalkmazsak oturacak yerimiz kalmayacak, bir ateş yakmazsak herkes yanacak. İnsanların, kuşların, ağaçların, dağların, sessiz dünyanın sesi. Ya bu sesler bizi kendimize getirecek ya da büyük bir sessizlik bizi alıp götürecek. İşte o zaman, körlerin gözü kamaşacak, sağırların kulakları patlayacak, kalpsizlerin kalbi sıkışacak. İnsanların sessizliği, yok oluşa savrulanların çığlığı olacak.”
Yeryüzünde Sesler, insan elinden çıkıp yine insana, hayvanlara, doğaya yönelen yıkım, talan ve tahakküme karşı yükselen seslere kulak veriyor. Bir gazetecinin tanıklığında, yeryüzünün ayakta kalma mücadelesine katılan insanların hikâyesini anlatıyor. Fantastik, bilimkurgu ve polisiye unsurların iç içe geçtiği kitapta, yeni bir insan türünün doğuşu anlatılıyor. Gerçek hayatta korkunç bombalarla can veren insanlar, bu hikâyede yine bombalarla dünyaya geri dönüyor ve sakin ama kararlı, büyük bir yürüyüş başlatıyorlar. Yeni insanın eski insana karşı ayaklandığı bir yürüyüştür bu; caddelerden, meydanlardan, şehirlerden çıkarak ülkeye ve dünyaya yayılıyor.
Ekolojik krizin geri dönülmez bir noktaya ulaştığı, çevreci mücadelenin vazgeçilmez hale geldiği bir çağda, Yeryüzünde Sesler ekolojistlerin, anarşistlerin, komünistlerin, kısacası muhalif kesimlerin, insanlık ve tüm öteki canlılar için yaşanacak bir dünya özlemini dile getiriyor. Romanın kahramanı gazeteci Mehmet, yakın bir arkadaşıyla birlikte kışkırtıcı soruların peşinden giderek, çevresinde yaşanan gizemli olayları anlamaya, aydınlatmaya çalışıyor. Bu süreçte merak, bilinmezlik, korku, gerilim ve heyecan duygusunu iliklerine kadar yaşıyor. Romanın kahramanları türlü akıl oyunlarıyla yol almaya ve açık sulara varmaya çalışırken, okurlar da onlarla birlikte sürükleniyorlar, bir dalıp bir çıkıyorlar, buldum derken kaybediyorlar. Ama bir yandan da dinginlik duygusu hikâyeyi sarmalıyor; Yeryüzünde Sesler sakin bir dille heyecan dolu bir macera anlatmaya çalışıyor. Öte yandan, ince bir mizah her an olaylara ve kahramanlara eşlik ediyor, hikâyeye renk katıyor.
Özcan Doğan sıradan şeyleri sıra dışı yollarla; sıra dışı şeyleri ise alışıldık sözlerle anlatmayı seven bir yazar. Bugüne dek yazdığı metinlerde fantastik, gerçeküstü, sembolik ve patafizik anlatılara sıklıkla yer vermiştir. Özcan Doğan’ın, Yeryüzünde Sesler’den önce “Bay How Ne Yapmalı?” “Kendime İyi Geceler” ve “Ayakları Pürdikkat Refakatçi Haydutlar” adlı kitapları yayınlamıştı.
NotaBene Yayınları
İnfo@notabene.com.tr
www.notabene.com.tr