Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İspanya İç Savaşı’nda Anarşizm ve Ütopya

    8 Haziran 2023

    Sinema dünyasında anarşist bir figür: V FOR VENDETTA

    7 Haziran 2023

    Alexander Berkman: Anarşizm Nedir?

    7 Haziran 2023
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • İleri Okumalar
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Yaşam»Protein ihtiyacımız söylenildiği kadar çok mu?

    Protein ihtiyacımız söylenildiği kadar çok mu?

    Editor15 Eylül 2017Güncelleme:19 Nisan 2020
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
    Hepimiz protein konusunda takıntılı hele geldik. Endüstrinin 2022 yılına kadar 58 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Peki ama neden?
    KALEIGH ROGERS / motherboard.com

    Et yiyenler tarafından vejetaryenlere en sık sorulan soru şu: Nasıl yeterince protein alıyorsunuz? (‘Pastırmayı özlemiyor musun?’ hâricinde tabii.)

    Sebze dâhil neredeyse her şey protein içeriyor ve aslında sağlıklı olmak için bu kadar fazlasına ihtiyacımızyok. Yine de et tüketen pek çok insan ve vejetaryen protein ile ilgili fazla kafa yoruyor ve bir pazar patlaması yaşanıyor.

    Protein endüstrisi 58 milyar dolara koşuyor

    Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bir rapora göre, protein tozu ve enerji barı gibi ürünleri yapmak için kullanılan genel protein bileşen endüstrisinin 2022 yılına kadar 58 milyar dolar değerinde olması bekleniyor. Bu, esrar piyasası için yapılan projeksiyonların iki katından fazla. Paleo ve Atkins diyeti gibi protein odaklı diyetlerin popülaritesi ile birlikte bu değerli bileşik, beslenme endüstrisinin sevgilisi hâline geldi.

    Fakat protein tutumumuz, bizi mutlaka daha sağlıklı hâle getirecek diye bir şey yok. Zaten fazlasını yiyoruz -bazen iki kat daha fazlasını- üstelik en sevdiğimiz proteinli ürünler milkshake kadar şekere sahip. Örneğin, bir protein bar çeşidi olan Clif Bar’ın 22 gram şekeri var ve bu Kit Kat’ın şekerine eşit.

    Ottawa’da yaşayan hekim ve beslenme blogger’ı Profesör Dr. Yoni Freedhoff, “Yenilen bu şeyler temelde protein takviyeli şekerleme” diyor.

    Freedhoff, gıda endüstrisinde yeni bir ürün ‘sağlıklı’ sıfatıyla pazarlandığında, arkasını çevirip ‘içindekiler’ kısmını kontrol etmeyi sevdiğini söylüyor. Kendisinin sosyal ağ paylaşımlarında ise, şaşırtıcı derecede yüksek şeker seviyesine sahip birçok yüksek proteinli ‘fitness’ ürünü yer alıyor.

    Elbette protein, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu en önemli besinlerden biri. Kas korumaktan, kan hücrelerini oluşturmaktan saç büyütmeye kadar her şey için elzem. Fakat işimize yarayanından fazlasını almaya gerek yok. Yetişkin bir erkeğin ortalama 56 grama, yetişkin bir kadının ise ortalama 46 grama ihtiyacı var. Bu oran sağlıklı ve dengeli bir diyette kolayca elde edilebiliyor ve egzersiz yapılsa bile, bir vücut geliştiricisi olunmadığı sürece gerçekten takviye alımına gereksinim doğmuyor.

    Freedhoff proteine olan saplantının, proteinin kilo kaybetmeye yardımının yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını söylüyor: “Protein içermeyen kimi yemekler, insanları protein içeren yemeklerden daha tok tutabilir. Mutlak bir miktar protein almak için endişelenmek yerine, yemek ve atıştırmalıklarınız az da olsa protein içerdiğinden emin olmanızı öneriyoruz.”

    Freedhoff son olarak, “Çok miktarda protein içeren içecek veya atıştırmalıklardan hoşlanıyorsanız, etiketini kontrol ettiğinizden emin olun” diyor: “Hepsinin besin değerleri eşit değildir ve bir yemek kaşığı dolusu şekerle birlikte gelmeyen seçenekler de mevcuttur.”

    Protein Veganizm vegeteryan
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email
    Önceki YazıKazdağı’ndan kül dağına… Çanakkale direniyor
    Sonraki Yazı Yatağanlılar 400 yıllık ağaçların kesimini durdurdu

    Related Posts

    Sinema dünyasında anarşist bir figür: V FOR VENDETTA

    7 Haziran 2023

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020
    Yazılar
    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Dilaver Demirağ

    Yeşil Mide Bulandırdığında (1)

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    İspanya İç Savaşı’nda Anarşizm ve Ütopya

    8 Haziran 2023
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Deniz Şener

    Filleri de ‘mülteci’ olarak görebilir miyiz?

    9 Mart 2020
    Editor

    Ahlaki Şizofrenimizin Nedeni: Mal Olarak Hayvanlar

    4 Temmuz 2019
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Sinema dünyasında anarşist bir figür: V FOR VENDETTA

    7 Haziran 2023

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.561

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Go to mobile version