Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Avrupa’nın Enerji Krizi Sonrası Yeniden Şekillenen Enerji Haritası

    12 Ağustos 2023

    Avrupa Hem Yanıyor Hem Islanıyor

    11 Ağustos 2023

    Hawaii’deki Orman Yangınlarında Ölenlerin Sayısı 53’e Çıktı

    11 Ağustos 2023
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • Teorik Metinler
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Ekoloji Gündemi»Sultangazi’de taşocağına isyan: Çocukların hepsi astım hastası

    Sultangazi’de taşocağına isyan: Çocukların hepsi astım hastası

    Editor10 Temmuz 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    İstanbul Sultangazi’de taşocağı isyanı yıllardır sürüyor. 16 taşocağının olduğu ilçede nefes almak mahalle sakinlerine göre imkânsız.

    İçindekiler

    • Altı ayda 1.000 şikâyet
    • “Çocuklar hasta”
    • “Gücümüz yetse hemen terk edeceğiz”
    • “Toz duvarları projesi var”

    Çocuklar komşu okullarda okuyor. Yaşı küçüklerin çoğu astım hastası. Yaşlılar, engelliler toz yüzünden camı kapıyı açmadan evin içinde yaşıyor.

    Bölge sakinleri şikâyetlerine rağmen hiçbir şeyin değişmediğini söylüyor.

    Hürriyet’ten Cansu Şimşek’in izlenim haberi şöyle:

    Sultangazi halkının ‘cehennem ocakları’ diye adlandırdığı ocaklar, İstanbul’un mıcır ihtiyacının yüzde 90’ını karşılıyor. Alternatif ocaklar yok değil, fakat söylenen, Sultangazi’deki kadar kaliteli rezervi bulmanın zor olduğu. Son 20 yılda bölgedeki konut artışına bağlı olarak taş ocaklarıyla yerleşim bölgeleri ve hatta okullar komşu olmak zorunda kalmış. Aralarında sadece birkaç yüz metre var. Sonuç; astımla çok erken tanışan çocuklar, camı dahi açılamayan evler ve nefes darlığı, hatta KOAH ile mücadele eden yaşlılar.

    Altı ayda 1.000 şikâyet

    Sultangazi halkı bu duruma ‘dur’ demek için yıllardır bir araya gelse de kalıcı sonuç alamamış. Ya madenler sadece birkaç aylığına kapalı kalmış ya da toz ölçüm araçlarıyla ‘tozun toleransı’ ölçülmüş. Fakat pes etmiş değiller. Her yıl yaz aylarına denk gelen protestolar bu yıl da kapıda. Facebook’taki 5000 kişilik ‘Sultangazi’de Taş Ocaklarına ve Çevre Katliamına Son’ grubunun çoğunu kadınlar oluşturuyor.

    31 yaşındaki İbrahim Bülbül, hem sosyal medyadaki imza kampanyalarını hem de protestoları organize ediyor: “Burada büyüdüm ve kendimi bildim bileli bir mücadele içindeyiz. Eylemsiz geçen senemiz yok. Bu protestoları bırakmamız için para teklif edenler bile çıktı ama yılmadık. Tüm hayatımız burada. Protestolardaki desteğin çoğu kadınlardan çünkü çamaşırlarını balkonlarına rahatça asamayanlar da onlar, çocukları hasta olanlar da.” Sultangazi halkı, bu yılın ilk altı ayında 1000’e yakın şikâyette bulunmuş. Şikâyetlerden sonra sunulan en somut çözüm toz ölçüm araçları olmuş. Bülbül’e göre bu bir yeterli değil: “Araç geliyor, gerekli bir takım ölçümleri yapıyor ama neyi ölçüyor, ne sonuç çıkıyor, sonuçlar nereye gidiyor bilmiyoruz. Bize iyileştirme olarak yansıyan bir gelişme yok.”

    Türkiye’de ortak eylem konularından biri taş ocakları. İnternette kısa bir ‘taşocağı isyanı’ araması, sizi Bursa’ya, Denizli’ye, Isparta’ya, Malatya’ya, İstanbul’a, İzmir’e, Antalya’ya götürüyor. Sloganlar aynı, itirazlar aynı.

    Taşocakları mevzuatta, ‘bina, yol gibi yapı işlerinde kullanılan malzemelerin çıkarıldığı açık işletmeler’ olarak tanımlanıyor. Buralarda ‘açık ocak işletmeciliği’ yapılıyor. Yani maddeler yeraltına inilmeden üzerindeki tabaka kaldırılarak çıkarılıyor. Bu işlem, denetimsiz ve önlem alınmadan yapıldığında günlük yaşama ve doğaya büyük zarar veriyor.

    Taşocaklarının çevreye verdiği zarar şöyle sıralanıyor: “Patlatmalar 3.4 şiddetindeki bir depreme eşdeğer, doğal dengeyi bozuyor, su kaynaklarına zarar veriyor. Ocağa yakın yerleşim alanlarındaki yapılarda hasar oluyor. Taş ya da mermer çıkarıldıktan sonra kalan pasa bir alanda toplanıyor ve buradaki yığınlar kayarak bitkilere, ağaçlara, dere ve göl yataklarına zarar veriyor.

    Taşocaklarının tarım alanlarından uzak olması gerektiği özellikle belirtiliyor. Gürültü kirliliği oluşuyor ve tozlar hava kalitesini bozuyor. İnsanlarda solunum yolu hastalıkları oluşuyor. Bitkiler fotosentez yapamıyor.”

    Fotoğraflarda da taşocakları, şehrin ortasında, nehrin kenarında, yemyeşil bir köyün hemen yanında katman katman duran dev bir canavara benziyor. Çevreciler ruhsatsız ve denetimsiz taşocaklarının acilen kapatılmasını isterken, ocakların doğal kaynaklara uzak, yaşamı tehdit etmeyecek yerlerde olmasını, çevresinin de yasa ve yönetmeliklerde yazdığı gibi rehabilite edilmesi gerektiğini vurguluyor.

    “Çocuklar hasta”

    Songül Korkmaz, Sultangazi’de taşocaklarıyla komşu Faize Figen Ekşioğlu Okul Öncesi Eğitim Birimi’nde görevli. Okulların durumunu şöyle anlatıyor: “30 kişilik bir anaokulumuz var ama sınıfın tümünü hiç toplayamadık çünkü her gün biri hasta. Çoğu çocuk astım hastalığını belgeledi. Okulu her gün siliyoruz, birkaç dakika sonra ise aylardır bez değmemiş gibi toz oluyor. En küçük öğrencilerimizi teneffüse çıkarmıyoruz. Sadece çocuklar değil, yaşlılar ve engelliler de kapalı camlar ve kapılar arkasına mahkûm.”

    “Gücümüz yetse hemen terk edeceğiz”

    Hanife Aslan: Buraya 3 yıl önce taşındık. O kadar pişmanız ki, maddi gücümüz yetse bu toz yüzünden burayı terk edeceğiz. Toz pislikten evin içinde dahi oturamamayı geçtim, bir de torunlarım tozdan sürekli hastalanıyor.

    Mümtaz Erdem: Taş ocaklarından gelen tozlara karşı 30 yıldır mücadele ediyoruz. Torunlarım dâhil mahallenin çocuklarının çoğunda astım çıktı. Belediye toza karşı yolları suluyor ama faydası olmuyor. Hele lodos zamanlarını sormayın, insan gözünü açamıyor.

    Mustafa Aslan: 13 yıldır buradayım. Her sene bu sene iyileştirme olacak diyorlar. Aylardır bomboş bekleyen hem satılık hem de kiralık evler var. Bu tozu gören kimse burada yaşamak istemiyor.

    “Toz duvarları projesi var”

    Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay da taş ocaklarına karşı mücadele veren isimlerden. Altunay şunları söylüyor: “Rezervlerin kıymetli taşlar olduğunu biliyoruz ama 20 yıldır yerleşim yerleriyle madenler iç içe geçti. Ocaklarla ilgili her türlü şikâyet yapıldı ancak kalıcı bir mühürleme yapılmadı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile temastayız, ocakların birleştirilip işletmelerin azaltılmasının gündemde olduğunu biliyoruz. Zaten dört ocak Kuzey Marmara otoyolunun üzerinden geçmesi sebebiyle kapanmak üzere ve tıpkı ses duvarları gibi, toz duvarları yapılması gibi projeler var. Bir an önce sonuç bekliyoruz.”

    istanbul Taş ocağı
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email
    Önceki YazıMenderes Havzası enerji uğruna yok oluyor, Sebze üretimi dibe vuruyor
    Sonraki Yazı Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üretim lisansı yürürlüğe girdi

    Related Posts

    Avrupa Hem Yanıyor Hem Islanıyor

    11 Ağustos 2023

    Hawaii’deki Orman Yangınlarında Ölenlerin Sayısı 53’e Çıktı

    11 Ağustos 2023

    Askerlerin Açtığı Ateş Cudi’yi Yaktı

    11 Ağustos 2023
    Yazılar
    Dilaver Demirağ

    AMAZON’DAN HAMBCAH’A HAMBACH’TAN AKBELENE UZANAN YOL

    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    NAHEL İÇİN ADALET (1)

    5 Temmuz 2023
    Dilaver Demirağ

    Sınırlar = Küresel Apartheid

    21 Haziran 2023
    Editor

    İspanya İç Savaşı’nda Anarşizm ve Ütopya

    8 Haziran 2023
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Sinema dünyasında anarşist bir figür: V FOR VENDETTA

    7 Haziran 2023

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.561

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Go to mobile version