Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin kapatılması için kampanya başlatıldı

    18 Nisan 2023

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    29 Haziran 2022

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • İleri Okumalar
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Ekoloji Gündemi»Prof. Görür: Kanal İstanbul Deprem Riskini Arttırabilir

    Prof. Görür: Kanal İstanbul Deprem Riskini Arttırabilir

    Dilaver Demirağ19 Aralık 2019Updated:19 Aralık 2019
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Kanal İstanbul’u yerbilimleri ve deprem açısından değerlendiren Prof. Görür, projenin ana amacının İstanbul Boğazı’nda gemilere geçiş kolaylığı sağlamak, kazaları önlemek ve gelir sağlamak olduğuna dikkat çekti. Güzergâhın Küçükçekmece-Terkos Gölü arasındaki vadi boyunca olacağını anımsatan Prof. Görür, “Tek bir geminin geçebileceği genişlik ve derinlikte olacaktır” dedi.

    Prof. Görür, Kanal’ın kazılması durumunda ‘kaçınılmaz olumsuzlukları’ ise 9 maddede sıraladı: Yaklaşık 1-1,5 milyar m3 malzeme kazılacaktır. Bu malzemenin kazılması yıllarca sürecek, kazıda iş makineleri ve patlayıcı kullanılacak dolayısıyla vadi ve çevresindeki ekosistem, fauna ve flora büyük ölçüde tahrip olacaktır.

    Bu boyuttaki bir malzemenin herhangi bir yere serilmesi mümkün değildir. Bir ihtimalle Marmara içerisinde adacıklar oluşturulacaktır. Marmara’nın içerisindeki aktif fay sistemi düşünülürse bu iş son derece riskli olacaktır.

    Kanalın kazılması esnasında zemin özelliklerine göre fazla kayma, heyelan ve göçmeler olacaktır.

    Deniz seviyesine kadar kazılınca kanal bir drenaj sistemi olarak çalışacak ve kanal çevresindeki yeraltı su rezervuarlarını tahrip edecek ve yörede tuzlanmaya neden olacaktır.

    Tüm Ulaşım Sistemleri Değişecek ve Zorlaşacak

    Kanal ile Boğaz arasındaki bölge bir ada haline gelecek dolayısıyla tüm ulaşım sistemleri değişecek ve zorlaşacaktır. Özellikle Kanalı üstten geçecek yapılar irtifa, zemin koşulları nedeniyle daha riskli ve maliyetli olacaktır. Bu adanın Trakya’dan ayrılması askeri açıdan da riskli olabilecektir.

    İstanbul deprem beklemektedir. Beklenen deprem gerçekleşirse Kanal’ın Marmara ağzı 9-10 şiddetinde etkilenebilecektir. Kanal gibi yatay ve düşey harekete sıfır toleranslı bir yapının bu depremden (veya sonrakilerden) ciddi hasarlar görmesi mümkündür.

    Yetkililerin ifadesine göre Kanal’ın etrafında en az 3 milyonluk bir şehir oluşacaktır. Bu da deprem riskini artıracaktır. Fazla nüfus fazla can ve mal kaybı demektir.

    Kanal dünyanın en kirli denizlerinden biri olan Karadeniz ile şu anda can çekişmekte olan Marmara’yı birleştirecektir. Orta Avrupa’nın tüm sanayi kirliliği bu vesile ile Marmara’ya dolacaktır.

    Marmara’nın oşinografik sistemi bozulacak ve bu denizde oksijen tüketimi daha da hızlanacaktır. Bu da yaşam koşullarını daha da zorlaştıracaktır.

    Getirisinden Çok Götürüsü Olacak

    Bu uyarıların ardından projenin “getirisinden çok götürüsünün” olduğunu vurgulayan Prof. Görür, “Kaldı ki milyarlarca dolara mal olacak bu proje yerine ülkenin çok daha elzem olan işleri yapılabilir” diye ekledi. Bugünün teknolojisi ile Boğaz’da trafiğin çok daha güvenli bir şekilde gözetim ve denetim altına alınabileceğine dikkat çeken Prof. Görür, “Bu hem daha ucuz hem de ülke yararına olur” dedi.

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu 2011’de yaptığı bir açıklama ile Kanal İstanbul Projesi’ni duyurmuş, bunu da “çılgın proje” olarak anmıştı. Projenin güzergâhının Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridorunda olacağı duyurulmuştu. Yaklaşık 45 kilometre olacağı belirtilen Kanal İstanbul’un güzergâhı netleşse de projenin ÇED sürecinin ne olduğu ile ilgili hiçbir soru yanıt bulmamıştı. Son olarak ÇED sürecinin tamamlanması amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili kurumların yetkililerinin katılımıyla bir toplantı düzenledi. Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, “Teknik çalışmaları tamamladık. ÇED çalışmalarında son aşamaya geldik. 1/100.000 ölçekli çevre düzenleme planının kesinleşmesini müteakip ihalesine çıkacağız” açıklamasında bulundu. Yani artık bu sürecin de tamamlanmasıyla Kanal İstanbul’da ihale safhasına geçilecek. Kanal İstanbul’un etrafında kurulacak yeni şehri planlamak için 2018 yılında İBB, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasında protokol imzalanmıştı. Protokole göre İBB ve İSKİ’nin kanal güzergâhındaki arazileri TOKİ’ye devredilecek. TOKİ’ye devredilen tüm alanlardan elde edilen gelir de kanalın finansmanında kullanılacak.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email
    Previous ArticleFelaket Açıklaması: Kanal İstanbul’da Süreci Tamamladık
    Next Article “Toplumsal Linç Organizasyonu Halen Diri”

    Related Posts

    Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin kapatılması için kampanya başlatıldı

    18 Nisan 2023

    İklim değişikliği bir ülkeyi haritadan siliyor

    26 Ağustos 2021

    Bu Kadar HES’e ‘Pes’ Artık”

    11 Ekim 2020
    Yazılar
    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Dilaver Demirağ

    Yeşil Mide Bulandırdığında (1)

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Deniz Şener

    Filleri de ‘mülteci’ olarak görebilir miyiz?

    9 Mart 2020
    Editor

    Ahlaki Şizofrenimizin Nedeni: Mal Olarak Hayvanlar

    4 Temmuz 2019
    Editor

    NAMLUNUN UCUNDAKİ DÜNYA. YA DA SADELİK HAREKETİNİN SORUNU NE?

    20 Şubat 2019
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020

    Dünya da Her Üç Çocuktan Biri Kurşundan Zehirleniyor

    31 Temmuz 2020

    Limon otu nedir? Limon otunun faydaları nelerdir?

    22 Temmuz 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.558

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.