Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, İzmir’de 1.839 hektar (1 milyon 839 bin metrekare yani 250 futbol sahası kadar) alanda maden arama ve işletme amaçlı madencilik faaliyetleri için ve devam eden izin var.
İzmir’in Buca ilçesinde, izin verilen bölge orman alanında yer alıyor. Milliyet yazarlarından Mustafa Yılmaz yazısında, Buca’da izin verilen taş ocağında yılda 275 bin dinamit patlatılacağı bilgisine yer vermiş. 275 bin dinamit patlatılacakmış ve buna rağmen ormanın zarar görmeyeceği yönünde de rapor çıkmış.
Şakran’da taş ocağı için izin verilen alanın şehir merkezine sadece 250 metre uzaklıkta olduğuna dikkat çeken Mustafa Yılmaz, Seferihisar, Bergama, Kemalpaşa, Menemen, Buca ve Yeni Şakran’da taş ocağı izni için “Çevresel Etki Değerlendirme’ye (ÇED) gerek yoktur” kararları verildiğini de ifade etti.
Yazıda dikkat çeken bazı bilgiler insana ister istemez “bu kadar da olmaz ki” dedirtiyor. İşte bu bilgiler:
- Aliağa’nın Güzelhisar Mahallesi’nde yıllık 500 bin ton kapasiteli andezit-bazalt ocağı için “ÇED gerekli değildir” kararı verildi.
- Aliağa’daki söz konusu alan 98.59 hektar. Taş ocağına en yakın yerleşim birimi 600 metre mesafede.
- Güzelhisar ve Çıtan mahallelerine 2, Aliağa Merkezi’ne ise 6 kilometre uzaklıkta.
- Proje sahasının büyük bir bölümü 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda orman alanı olarak görünüyor. Küçük bir kısmı da makilik ve fundalık alanlar kapsamında yer alıyor.
- Ayrıca 780 metre uzaklıkta Çıtak Göleti, 300 metre kuzeydoğusunda da Çıtak Göleti Sulama Sahası yer alıyor.
Orman Bölge, Devlet Su İşleri ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık müdürlükleri hepsi birlikte orman içindeki ve gölete sadece 300 metre mesafedeki taş ocağına gerekli izinleri verdi.
İzin verildiğine göre, demek ki taş ocağı ne gölete ne ormana ve ne tarım alanlarına zarar veremeyecek (miş).
İyi güzel de bu nasıl olacak, anlamak güç.
İzmirliler, taş ocaklarının kapatılması, olmadı çevreyi kirletmeyecek şekilde çalışması için gerekli tedbirleri almasını beklerken, son bir yılda İzmir’de onlarca yeni taş ocağının açılmasına onay verildi. Andezit, bazalt, kil ve kalker ocağı ile kırma ve eleme tesisleri şeklinde verilen bu izinler, İzmir’i bir taş ocağı kentine çevirdi.
Sadece son bir yılda Aliağa’da 6, Torbalı’da ve Çeşme’de 4, Selçuk, Urla, Menderes ve Bergama’da 2, Buca, Menemen, Bornova, Karaburun ve Beydağ’da da birer yeni taş ocağı açıldı.
Milyonlarca ton taşı kırma ve eleme kapasitesine sahip olan bu tesislerin pek çoğu da orman arazisi içinde yer alıyor. İşin daha da vahimi, çevrelerinde verimli tarım arazileri ile zeytinlik alanlar bulunuyor.
Son örnek Menderes’ten… Bu bölgede Çileme köyü yakınlarında günde 135, yılda 389 bin ton üretim yapacak taş ocağına izin verildi. Hem de “ÇED gerekli değildir” kararı alınarak. Kurulacak taş ocağına en yakın yerleşim birimi 1750 metre uzaklıkta. Ama ÇED’e gerek yok.
Bu sadece İzmir’e mi ait bir sorun? Tabi ki değil.
Kızıl Çam ve Sedir ormanlarının yer aldığı Finike’nin içler acısı görüntüsü Antalyalılar başta olmak üzere gören herkesin canını yakıyor. Su havzalarının üzerinde onlarca taş ocağının yer aldığı Trakya’nın Yıldız Dağları, Pazar ilçesinde yapılacak olan havalimanı için koca dağın düzlüğe çevrilmesi, Kazdağları, Bolu.. ve nicesi.
Şantiyeye dönen ülkenin gerçeği