Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin kapatılması için kampanya başlatıldı

    18 Nisan 2023

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    29 Haziran 2022

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • İleri Okumalar
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Ekoloji Gündemi»200 Milyon İnsanın ‘İklim Mültecisi’ Olacağı Tahmin Ediliyor

    200 Milyon İnsanın ‘İklim Mültecisi’ Olacağı Tahmin Ediliyor

    Dilaver Demirağ19 Aralık 2019Updated:19 Aralık 2019
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Prof. Dr. Ekşi,”İklim değişikliği sadece ada devletlerini değil tüm dünyayı tehdit eden global bir tehlike. Nitekim 2050 yılına kadar, 200 milyon insanın iklim sebebiyle yerlerini değiştireceği tahmin ediliyor.” dedi.

    Dünyanın en tehlikeli sorunu haline gelen küresel ısınma ve olası sonuçlarına ilişkin, AA muhabirine değerlendirmede bulunan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Ekşi, son yıllarda başlayan ve “iklim mültecisi” (climate change refugees) veya “çevresel mülteciler” (environmental refugees” diye adlandırılan yeni bir mülteci türünün ortaya çıktığını söyledi.

    İklim değişikliğinin sadece ada devletlerini değil tüm dünyayı tehdit eden küresel bir tehlike olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ekşi, “Nitekim 2050 yılına kadar, 200 milyon insanın iklim sebebiyle yerlerini değiştireceği tahmin ediliyor. Bazı tahminlere göre deniz seviyesi bir metre daha yükselirse Maldivler, Marshall Adaları, Kribati ve Tuvalu, insanların yaşayamayacakları yerler haline gelecek. Isınma sebebiyle kuraklık ve buzulların erimesi artacak; 700 milyon ile 1,5 milyar arasındaki insan su sıkıntısı çekecek. Asya, Afrika ve küçük adalarda yaşayan insanlar iklim mültecisi olmakla yüz yüze kalacaktır.” diye konuştu.

    Küresel Isınmadan Dolayı Yüzbinlerce İnsan Hayatını Kaybetti

    Afrika kıtasında, küresel ısınmadan dolayı milyonlarca hayvan ve yüz binlerce insanın hayatını kaybettiğini kaydeden Prof. Dr. Ekşi, Fas, Tunus ve Libya’daki değerli toprakların hızla azaldığını, çölleşmenin ise giderek arttığını anlattı.

    Prof. Dr. Ekşi, şöyle konuştu: “Afrika’da tarım alanları ve nehirlerdeki sular giderek azalıyor. Deniz seviyesinin sürekli yükselmesi sebebiyle toprakların su altında kalacağı, Afrika’nın, iklim değişikliğinden en çok etkilenen kıta olacağı ifade ediliyor. Asya, yoğun nüfusu, deniz seviyesine yakın olması ve tropik kasırgalar sebebiyle oldukça hassas bir bölge. Isının 2-3 derece artması, milyonlarca insanın su sıkıntısı çekmesine sebep olacaktır. Su kıtlığı ve kuraklık, deniz seviyesinin yükselmesi, Afrika’daki milyonlarca insanı etkileyecek.

    Asya’da, iklim değişiklikleri ve nüfus artışının yanı sıra hayat standartlarının yükselmesinden kaynaklanan talepler sonucu da su kaynaklarının azalacağı, nüfusun yoğunlaştığı sahil kesimlerinin denizin ve nehirlerin yükselmesi sebebiyle sel tehdidi altında olacağı, nüfusun hızla artması yüzünden açlık tehlikesinin ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. Bir yandan deniz seviyesinin yükselmesi ve buzulların erimesi, küçük ada devletlerinin varlığını tehdit ederken diğer yandan merkez Pasifik’ten Güney Pasifik’e ve Hint Okyanusu’na kadar olan ada devletleri ile Bangladeş’ten Mısır’a kadar olan alanlarda yaşayan insanların, iklim değişiklikleri sebebiyle yer değiştirmek zorunda kalacağı da yine korkulan öngörüler içinde.”

    Kiribati ve Tuvalu Haritadan Silinecek Ülkeler

    Kiribati ve Tuvalu’nun, 2050 yılına kadar haritadan silinecek ülkeler olarak anıldığına dikkati çeken Ekşi, “Bu iki devletin haritadan silinmesiyle bu ülkelerdeki halklar vatansız kalacak. Kiribati yaklaşık 100 bin, Tuvalu ise yaklaşık 10 bin nüfusa sahip. Bu iki ada halkı iklim mültecisi olarak İngiltere, İzlanda, Avustralya gibi ülkelere başvuruyor. Bu ülkeler bu insanları mülteci kapsamına almadığı için başvurularını ya reddediyor ya da insani sebeplerle ülkede kalış hakkı veriyor. Bunu da genellikle işçiye ihtiyacı olduğu zaman göçmen işçi statüsü ile alıyor.” şeklinde konuştu.

    Prof. Dr. Nuray Ekşi, çevre felaketlerinden ve iklim değişikliklerinden etkilenen insanların ülkelerini terk ederek başka ülkelerden uluslararası koruma talep ettiklerini ancak her ne kadar “iklim mültecileri” veya “çevre mültecileri” olarak anılsalar da söz konusu kişilerin 1951 Cenevre Konvansiyonu kapsamında mülteci sayılmadıklarını dolayısıyla bu kişilerin ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaklarını belirtti.

    “İklim mültecileri” veya “çevre mültecileri” olarak anılan insanlara bazı devletlerin yasalarında “tamamlayıcı koruma” veya “geçici koruma” sağlandığı bilgisini paylaşan Ekşi, “Bazı devletlerin yasal düzenlemelerinde ise iklim mültecilerine yönelik herhangi bir koruma öngörülmemiştir. Yaşama hakkı başta olmak üzere insan haklarına ilişkin uluslararası düzenlemelerde yer alan bazı hükümler çerçevesinde iklim mültecilerine insani koruma sağlanabilir. Ancak insani korumanın çerçevesi de henüz tam olarak çizilmemiştir.” dedi.

    Prof. Dr. Ekşi, devletlerin kitlesel akın halinde, geçici koruma sağlama yükümlülüğünü öngören bir milletlerarası antlaşma bulunmadığını, hatta ‘kitlesel akın halinde ülke sınırlarının kapatılabileceğine dair’ görüşlerin de olduğuna da vurgu yaptı.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email
    Previous ArticleNASA’nın Son Yayınlandığı Harita Isınmayı Gösteriyor
    Next Article Almanya’da Ekolojik Felakete Doğru

    Related Posts

    Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin kapatılması için kampanya başlatıldı

    18 Nisan 2023

    İklim değişikliği bir ülkeyi haritadan siliyor

    26 Ağustos 2021

    Bu Kadar HES’e ‘Pes’ Artık”

    11 Ekim 2020
    Yazılar
    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Dilaver Demirağ

    Yeşil Mide Bulandırdığında (1)

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Deniz Şener

    Filleri de ‘mülteci’ olarak görebilir miyiz?

    9 Mart 2020
    Editor

    Ahlaki Şizofrenimizin Nedeni: Mal Olarak Hayvanlar

    4 Temmuz 2019
    Editor

    NAMLUNUN UCUNDAKİ DÜNYA. YA DA SADELİK HAREKETİNİN SORUNU NE?

    20 Şubat 2019
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020

    Dünya da Her Üç Çocuktan Biri Kurşundan Zehirleniyor

    31 Temmuz 2020

    Limon otu nedir? Limon otunun faydaları nelerdir?

    22 Temmuz 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.558

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.