Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin kapatılması için kampanya başlatıldı

    18 Nisan 2023

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    29 Haziran 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Demo
    • Güncel
    • Ekoloji Gündemi
    • Yazılar
      • Makaleler
      • Seçtiklerimiz
      • Çeviriler
      • İleri Okumalar
    • Yaşam
    • Röportaj
    • Belge ve Raporlar
    • İletişim
    Yeşil ÖfkeYeşil Öfke
    Home»Dicle Özgür Aksın, Hasankeyf’in Sesine Kulak Ver

    Dicle Özgür Aksın, Hasankeyf’in Sesine Kulak Ver

    İlk defa 1954 yılında DSİ’nin saha araştırmalarında ortaya atılan ve 2019 yılında tamamlanması planlanan Ilısu Barajı Hidroelektirik Santrali her alanda geri dönüşü olmayan zararlara neden olacaktır. Bu projeyle  250’ye yakın höyük, 5 binden fazla mağara ve çok sayıda kültürel varlık; 199 yerleşim alanı sular altında kalacak. 10 binden fazla insan göç etmek; masa başında imal edilmiş TOKİ’lere veya Ilısu Barajı’nı aratmayan, ölüm saçan projelerin kol gezdiği kentlere taşınmak zorunda kalacak. Dicle Vadisi’nin ekosistemi tahrip edilecek; rakamlarla ifade edilemeyecek kadar çok canlı bu süreçten etkilenecek; yaşam alanlarından sürülecek veya burada suların altında yok olmaya mahkum kalacak. Bazıları sonsuza kadar bir tür olarak yeryüzünden silinecek.

    Sadece Ilısu Baraj Gölü’nün kaplayacağı 331 km karelik alan değil; Dicle’nin güneye doğru özgürce aktığı her yer; benzer kaderi paylaşacak. Bir ceylan, tıpkı kendinden öncekileri gibi su içtiği yere gittiğinde Dicle Nehri’nin özgürce  akmadığını görecek; sazlıkların arasında dolaşan balıklar susuzluktan ölecek; bostanlarını sulayamayan köylüler, kuruyan sebzelere bakacak… Veya tıpkı Atatürk Barajı gibi bir tehdit aracı olarak kullanılan kapaklarının açılmasıyla güneydeki her şey sular altında kalacak. Evet, çünkü bu proje bir tehdit aracı aynı zamanda. Bu yüzden de siyasi bir proje.

    Baraj alanına su tutulmadan 8 kültür varlığını taşıyacaklarını vadediyorlar, insanlara TOKİ’lerde ev vereceklerini söylüyorlar. Ama yaşam Zeynel Bey Türbesi’nin taşınması gibi “kısacık” bir zamanda oluşmaz. Ilısu Barajı Hidroelektirik Santrali Projesi altında kalacak Hasankeyf ve diğer yerler; Güçlükonak’tan Siirt’e binlerce yıllık tarihin, emeğin ürünüdür. Bir kaç on yılda oluşamaz. Ama bir kaç on yıllık ömürlü baraj için kadim halkların yaşam alanları ve miras aldıkları her şey  bir çırpıda, geri dönüşü olmayan bir şekilde yok edilebilir.

    Su tutulduğunda, tıpkı diğer baraj alanlarında olduğu gibi, artık her şey için çok geç olacak. Tarih, yaşam alanları, ekosistem bir çamur yığının içinde boğulurken; yani gelecek yok olurken birileri zengin olacak. Evet, sermaye bu barajın yapımından, buralarda sözüm ona üretilecek, yurt dışına pazarlanacak enerjiden para kazanacak; sonra halklara karşı silah olarak kullanacak. Doğal alanların katliamından, kültürel varlıkların yok edilmesinden, canlıların yerinden edilmesinden; yani ölümden ürettiği enerji ile ihya olacak. Ölümün ismine ise sadece kendisinin inandığı bir isim koyacak: Kalkınma.

    Hasankeyf nezdinde Ilısu projesine karşı mücadele verenler, Dicle Nehri’nin özgür akan sularında kendi silüetlerini gördü; kentlerde göremediği toprağın kokusunu içine çekti, umutları binlerce yıllık tarihin içinde gezindi. Ve en önemlisi buralardan beslendi. Bu yüzden Hasankeyf’i yaşatmak için verilen mücadele, sermayenin inanamayacağı kadar kuşakları aştı. Bu yüzden güçlüyüz ve bizim umudumuzu dinamitleyemezsiniz. Dinamitleriniz kendi yalanlarınızı gün yüzüne çıkarmaktan başka bir işe yaramaz.

    Ilısu Barajı Projesi durdurulsun, Hasankeyf yaşasın.

    Ölüm saçan projelere hayır!

    Hasankeyf Gönüllüleri

    ———————————————————————

    • Adıyaman Dernekleri
    • Ağrı Dernekleri
    • Amasraya Dokunma
    • Amed Dernekleri
    • Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi
    • Artvin Çevre Platformu
    • Bakırtepe Çevre Platformu
    • Barış Bloku
    • Başka Bir Atölye (B1A)
    • Bartın Çevre Kültür ve Doğal Varlıkları Koruma Derneği
    • Bartın Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği
    • Batman Dernekleri Federasyonu (Elih-BADEF)
    • Bingöl Dernekleri
    • Bitlis Dernekleri Federasyonu
    • Çağdaş Erzurum Dernekleri Federasyonu (ÇEDF)
    • Demokratik Alevi Dernekleri
    • Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF)
    • Divriği Kültür Derneği
    • Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu
    • Eleştirel Okuma ve Yazıevi Topluluğu
    • Erzurum Dernekleri
    • Haliç Dayanışması
    • Halkların Demokratik Kongresi İstanbul Ekoloji Meclisi
    • Halkların Demokratik Kongresi Antalya Ekoloji Meclisi
    • Halkların Demokratik Kongresi Mühendisler Mimarlar ve Şehir Planlamacıları Meclisi
    • Iğdır Derneği
    • İstanbul Hakkari Der
    • Kadın Yazarlar Derneği
    • Karadeniz İsyandadır Platformu
    • Karakoçan Dernekleri Federasyonu
    • Kars Dernekleri
    • KAYYDER
    • Mardin Dernekleri Federasyonu
    • Munzur Koruma Kurulu
    • Muş Dernekleri
    • Özgür Hukukçular Platformu
    • Peri Vadisi Koruma Platformu
    • Senoz Vadisi Koruma Platformu
    • Siirt Dernekleri
    • Sosyal Ekolojik Direniş
    • Şanlı Urfa Dernekleri
    • Şırnak Dernekleri
    • Tüm Tokatlılar Derneği (TÜM TOK)
    • Van Dernekleri
    • Yaşam ve Dayanışma Yolcuları
    • Yazarevi Topluluğu Derneği
    • Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi
    • Yeşil Öfke Ekoloji Kolektifi
    Yazılar
    Deniz Şener

    Yaşamımızın efendisi olma düşlerinin sonu

    Güray Tezcan

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    Yeşil Öfke

    Her devlet bir kilisedir

    Dilaver Demirağ

    Yeşil Mide Bulandırdığında (1)

    Fatoş Osmanağaoğlu

    Yeşil Yeni Anlaşma vs. İlerici Enternasyonal

    Çeviriler
    Editor

    İlhaklara ve Emperyal Saldırganlığa Karşı

    28 Şubat 2022
    Dilaver Demirağ

    MİKROPLAR, HAYVANLAR VE BİZ

    24 Temmuz 2020
    Deniz Şener

    Filleri de ‘mülteci’ olarak görebilir miyiz?

    9 Mart 2020
    Editor

    Ahlaki Şizofrenimizin Nedeni: Mal Olarak Hayvanlar

    4 Temmuz 2019
    Editor

    NAMLUNUN UCUNDAKİ DÜNYA. YA DA SADELİK HAREKETİNİN SORUNU NE?

    20 Şubat 2019
    Biz kimiz
    Biz kimiz

    Özgür bir yaşam için insan merkezli yaklaşımları terk edip gezegeni paylaştığımız tüm canlılarla eşitlikçi, dayanışmacı bir ilişki kurmayı hedef alıyor, özgürleşmeyi ve özgürleştirmeyi savunuyoruz. Canlılara yönelik her türlü zulmü reddetiyoruz!

    Facebook Twitter WhatsApp
    Yaşam

    Bir Komün Deneyimi: Longo Maï

    5 Haziran 2023

    Doğanın Detaylarını Görmek

    17 Kasım 2020

    Dünya da Her Üç Çocuktan Biri Kurşundan Zehirleniyor

    31 Temmuz 2020
    Çok Okunanlar

    İlk defa görüntülenen kabile katledildi!

    25 Ekim 201726.126

    Veganların tüketim kültürü ile imtihanı

    25 Ekim 20218.560

    Ve Burdur Gölü öldü

    5 Temmuz 20198.510
    © 2023 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.
    • Nasıl Görüyoruz?
    • Ne istiyoruz?
    • Bize katılın
    • Yaz Çiz Çevir
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.