“Mesele iklim değişikliğinin var olup olmadığı değil, bu acil durum karşısında bizim
yeterince hızlı davranıp davranamayacağımızdır.”
Kofi Annan, eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Kasım 20061
Bizim 2050 yılına kadar karbon diyoksit (CO2) salımlarını yarıya indirmek zorunda olduğumuz veya küresel iklimde meydana gelecek değişikliklerin feci sonuçlarına katlanmak durumunda kalacağımız konusunda net ve bilimsel bir görüşbirliği vardır. İklim değişikliğinin en ciddi sonuçlarını bertaraf edebilmek için hükümetlerin, bireylerin ve şirketlerin dünya çapında acil bir eylem birliği başlatmaları gerektirmektedir.
Bugün ile 2030 arasında yeni enerji yatırımlarına harcanacak tutarın 11 – 14 trilyon ABD Doları olacağı öngörülmektedir.2 Bugün alınacak yatırım kararları dünyanın gerekli CO2 indirimine zamanında ulaşıp ulaşamayacağını belirleyecektir.
ABD ve Avrupa’da düşüşe geçmiş bulunan nükleer endüstri iklim krizine bir fırsat olarak
sarılmakta ve gelecekteki enerji bileşimimiz için karbonsuz bir alternatif sunduğunu iddia
etmektedir. Nükleer enerji iklim değişikliğine karşı alınacak gerçek önlemlerden bizi uzaklaştıracak pahalı ve tehlikeli bir unsurdur. Sera gazı salımlarını düşürme hedeflerine ancak geçerliliği kanıtlanmış yenilenebilir enerji kaynağı seçenekleri ve enerji verimliliği ile ulaşmak mümkündür. Nükleer enerjiye harcanacak her bir lira iklim değişikliğini önlemenin gerçek çözümlerinden çalınan liradır.
[button color=”” size=”” type=”round” target=”” link=”https://yesilofke.org/wp-content/uploads/2017/02/nukleer-enerji.pdf”]İNDİRME LİNKİ[/button]